2şerli 2 takım şeklinde toplam 4 kişiyle oynanır. aynı takımda olanlar biri siyah biri beyaz olmak üzere yanyana oturur. rakibin taşını yiyen oyuncu yedigi taşı hemen yanındaki arkadışına verir. taşı alan oyuncu lazım olduğu zaman veya istediği zaman (sıra onda olmalı) oyunda istediği yere koyar. gelen taşla mat edebilir veya mattan kurtulabilirsiniz. oyunda ilk matı yapan takım kazanmış sayılır. çok zevklidir. tabi oyunun zevkli geçmesi içinde 2 tane saat olması çok önemlidir.
Bu resim yeniden boyutlandırıldı. Resimin özgün boyutunu görmek için buraya tıklayın. |
Genelde 5 er dakikadan oynanır. mat durumuna giren masa genelde diğer masayı bekler ve oynamaz. atlar piyonlar genelde en önemli taşlardır. gerçi kullanıma göre değişir. genelde bol kahkahalı bir oyundur.
Bu oyunda, "şah" denmez, şah alınır ve yandaki oyuncuya verilir, takımdaş, oyuna taş koymak üzere elindekileri kontrol ettiğinde şahı görüp smiley pozisyonuna geçer. şahı alan takım kazanmış sayılır.
iki saat olması hakikaten önemlidir ama bu konuda da dikkat edilmesi gereken husus, saate, hamle yapılan elle basılması gerektiğidir.
işi dalgaya vurup, yandakinden taş istemek, hatta yardım istemek, hatta ve hatta yandaki masadan taş çalmak gibi enstantaneler de mümkündür, çok sık yapılırsa tadı kaçar.
Bu oyun satranç mantığını geliştirmez. kendine has bir mantık yaratır.
Bir dönem de fena halde moda olmuş olan oyun. takım arkadaşınıza güvenmenizi gerektirir.
Ankara'da vaktiyle ali ipek tarafından ted satranç eğitim merkezi'nde oynanması yasaklandığından fazla yayılmamış ve gelişmemiş satranç türüdür. gördüğüm kadarıyla en kralı isd'de oynanmaktadır.
Fazla düşünmeden hızlı oynama, şah kapmaya yeltenme gibi alışkanlıklar yaptığı için birçok satranç hocasının öğrencilerine yasakladığı bir oyundur.
Eş seçerken özen göstermeniz tavsiye olunur, hatta salık verilir:
Takım tartışmalarına sebebiyet verebilen zevkli bir çeşit...
Ecnebiler bughouse tabir ettikleri halde, bizde ne hikmetse böyle bir ingilizce adla yer etmiş bir satranç varyasyonudur.
Bir dönem ümraniye anadolu lisesinde milli spor haline gelmiş oyun.
Kendine has anlayışı ve hatta açılış teorisi olan satranç türevidir.
Özellikle uzunca bir süre baby chess oynadıktan sonra, "sıradan ölümlü insanların oynadığı satranç"a dönmek bir takım trajikomik durumların ortaya çıkmasına yol açabilir.
Şöyledir ki, baby chess oyununda rakip şahı ortaya çıkarmak çok önemlidir. şah ortada ve saldırıya açık konumda bulunduğu takdirde ortaktan gelecek bilimum taşlarla tahta ortasında mat dizmek olasıdır. bunu yapmanın en bilinen yollarından biri f7 ya da f2'ye çakmaktır*. örneğin f7'ye bir at patlatırsınız, rakip şahla alırsa da, daha sonra ortaktan gelecek taşlarla matı dizersiniz. bu nedenle f7'nin savunulmasına, ya da rakip orada bulunan ere çaktıktan sonra taşın üstüne yatarak* konumu tutmaya yönelik birçok sistem geliştirilmiştir.
Saatlerce baby chess oynadıktan sonra demete* oturulur. ilk üç hamle kaçınılmaz olarak af3-ag5 ve axf7 olur. bu sırada içten içe rakibin f7'yi dahi tutmayı düşünmeyecek denli keklik olduğu düşünülerek sevinilmektedir. f7'ye çakılır, yan tarafa dönülür ve ortağın size hangi taşları verebileceğine göz atılır.... ancaaak... elbette yan taraftaki masa boştur! kişi kendine okkalı bir küfür savurduktan sonra terk eder.
Satranctan kesinlikle daha zevkli olan satranc turevi, eski istanbul satranc sampiyonlarından hasan kılıcaslan'dan daha iyisini görmedim. iki versiyonu vardır, birinde 2serli iki ekipin maçı olur. kesinlikle kaybeden takım kendi arasında kavga eder. diğer bir versiyonu ise iki oyuncu karşı karşıya 2 satranc takımı + 2 saatle oynar, yani partnerinin yerine de kendisi oynar. internet chess club'da bir versiyonu daha var tek takım tek saat ama rakipten aldığınız taşları kendiniz istediğiniz yere koyabiliyorsunuz. hepsi birbirinden zevklidir.
0 yorum:
Yorum Gönder